Kadın ve erkek hem toplumsal cinsiyet kalıp yargıları açısından farklıdır, hem de farklı mizaç özellikleri ve kişisel farklılıklar taşır. Genel bir kanaate göre kaçan kovalanır. Bu her zaman doğrudur diyemeyiz. Zira olgulara, kişilere, kadın ve erkek olmaya göre değişir. Hatta bazen ilişkinin niteliği ve süresi de etkileyen unsur haline gelebilir. Ama kabaca kaçanın kovlandığını söyleyebiliriz. Tabi bunun her zaman böyle olmadığını, fazla nazın aşık usandırdığını unutmadan.
Öyleyse ne kadar kaçmalı, ne zaman durmalıyız. İlişkiler ve araştırmalar gösteriyor ki, kaçan kızı erkek kovalamak ister. Kız naz yapar, erkek de onu elde etmek için uğraşır. Ama fazla oyalamak, fazla naz etmek kişiyi bıktırabilir. Karşıdakinin kişilik özelliği de çok önemlidir. Tüm erkekler kovalamaktan hoşlanmaz. Çekingen kişilikteki erkekler kovalamak bir yana ilişkiyi düşünmekten ve adım atmaktan bile korku duyabilir. Bu yüzden ilişkilerimizde karşıdakine çok dikkat etmeliyiz.
İlişkinin başlarında sürekli aramak, her aradığında sevgiliye evet demek yerine uygun değilim ama sonra konuşalım demek sizi daha cazip daha çekici kılar ama bunu sürekli yapmak da bu sefer karşıdaki kişiye umursanmadığını hissettirebilir, bu da ilişkiyi zedeleyebilir. İlişkiyi sonlandırabilir. Naz yapan da yalnızlığa mahkûm olur. Bunları yaşamamak için düzenli ve ölçülü kaçmak, mesafe oluşturmadan ama sana da bağımlı değilim, ben istersem olur imajı oluşturmak gerekir. Böylece severken, değerinin bilinmesi de sağlanır.